26 Mayıs 2016 Perşembe

değiştin mi değiştim mi?

Çok değiştin sen.
Çevren genişlemiş kalbin gibi, küfürler etmeye başlamışsın.
Kendin olmaktan, sevdiğim kişi olmaktan çıkmışsın, kalbimden çıktığın gibi.
Üzüyormuşsun herkesi, öyle duydum ben, inanıyorum aslında biliyor musun?
Beni üzdüğün anları hatırlamak pek de zor değil.
Yalanlarının yalancısıyım, seviyorum derken ki yalanların yalancısıyım ben.
Öyle işte, onlar gibi..
Ne yazsam sana diye aklımdan geçmiyor değil, sorular soruyorum cevaplmayacağın.
Sonra bir şarkı çalıyor,
Sahi dinlediğin şarkılar değişmiş diyorlar, doğru mu?
Gerçek olmaması gerekiyor, yoksa sana dinletmek istediğim şarkılar yabancı gelsin istemem.
Yabancı geliyor muyum sana? unuttun mu beni, demek istiyorum Sezen Aksu gibi.
Sahi değiştik mi biz? değiştin mi? değiştim mi?
Ama sen değiştin, ben deşildim seni severken.
Buna rağmen senin değişmeni istemem, sevdiğim gibi kalmanı istiyorum.
Hani bir söz vardı beraber izlemediğimiz bir filmde;
”her şey eskir, sen hala sevdiğimsin, sen eskime”
işte o cümle anlatıyor yazamadığım çoğu şeyi.
Anlıyorsun beni değil mi? Anlamıyorsun.
Ben de anlamıyorum.
Ben de değiştim sanırım..
Bana gelelim mi?
Seni bilemem ama, benim kendime gelmem gerekiyor.
Senin bana gelip gelmen bir şey değiştirir mi bilemem ama, benim kendime gelmem lazım.
Aslında biliyor musun?
İnsanları yaşadıklarımı değiştirir duygularını;
değişen duygularımı yaşadıklarını değiştirir? hep merak etmişimdir, gecelerce düşünmüşümdür hatta.
Mesela düşünmek demişken, bana neler oldu biliyor musun?
Çok düşünüyorum. Hani o çok güzel dediğin saçların var ya;
üzgünüm ama, gözümde bir bir rengini kaybediyor.
Mesela beni biraz dinlesen aslında, anlarsın.
Sen gelmeyince dertlerim üst üste geliyor.
Sen gelmeyince, dört duvar üstüme üstüme geliyor benim.
Tüm bunlar değil canımı yakan. Hani aşık olduğun kişi dışında çok sevdiğin kardeşlerin olur, o duyguları biliyorsun değil mi?
Hayat arkadaşım dediğim kardeşim vardı, onu bile kaybettim düşünsene.
Bu defa sen düşünsene lan? Bu yürek bu kadar acıya dayanır mı diye sen düşünsene bu defa?
Sahi, ben senden daha zor durumda yaşarken, senden bana ne?
Kendimi nasıl kaybetmeyeyim onu da söyler misin lütfen bilmek istiyorum?
İtiraz etmiyorum, yanlışlar yapmışızdır evet.
Ama benim en büyük yanlışım seni sevmek oldu.
Kaç doğru kaç yanlışı götürür kaç doğruyu geri getirir ama seni severken yaptığım yanlışlar seni götürdü.
Bundan sonra seni sevmemeye umursamamaya çalışmamın seni geri getirmesini de istemiyorum.
Kimse isteyerek kötü bir şey yapmaz, ben kötü biri değilim. Hiç bir insan yapmaz ki, yapan insan olmaz mesela; insanlığından şüphe ettin mi hiç?
Söylesene, sevenin duygularını bir hiç gibi gören, bir piç gibi ortada bırakanların insanlığından şüphe etmez misin? Kendi insanlığından şüphe etmiyor musun merak ediyorum?
Şüphelenmezsin tabi, bilmez, anlamaz sanıyorsun beni değil mi?
Anlıyorum, ama hep benden şüphelendin. Yapman gerekenleri hep yapmamakla kaldın.
Ben ortada kaldım, acılarımla baş başa senin yüzünden.
Kendinden şüphelenmedin oysa yalan mı?
Merak ediyorum sahi, hiç düşündün mü bana karşı büründüğün kişilikleri, takındığın huyları?
Davranışlarına işleyen kötülükleri? Bana karşı kullandıklarını düşündün mü?
Sahi sen düşünmeyi biliyor musun? demiştim ya, tabiki bilmiyorsun.
Bilemezsin, bilsen bana çektirdiğin acıların ne denli kötü olduğunu bilirdin.
Ya da öyle bir şeydi hatırlamıyorum,
Önemi yok; ben de artık bilmiyorum, çünkü kaybettikçe eridim, azaldım ben.
Kendimden bile korktum çoğu günlerde. Sen hiç birine susarak yalvardın mı mesela çığlıklar atarcasına?
Susamış bir çocuğun gözünden anlayabilir misin mesela attığı çığlıkları?
Duyar mısın o sesleri hiç? O seslerin her ucunda dolaşan duyguları?
Can yakan, şiddetli, ama bir o kadar; mükemmel derecede ızdırap veren hislerde olan düşünceler, haykırışlar..
Duyamazsın ki, senin duyuların, duyguların sağır olmuş farkında mısın?
Kalbinle eş değer sayılır mesela.
Çünkü kalbin de körleşmiş, sevgiden bir haber, boş boş duruyor öyle..
Susasım geliyor, nefesimin kesilmesini istemek bile anlamsız; nefes almak kadar.
Öyle bir yerdeyim ki, bir gün kaybolursan kendini bulacağın yer olacak bulunduğum yer.
Öyle de gereksiz bir yerdeyim işte. Ya da değişik bir yer, çünkü ben artık kendimi hep kaybediyorum.
Garip olan şey, seni kaybettiğim günden beri ararken kayboluyorum.
Seni bulmayı bırak, aramama bile yardımcı olan yok, daha çok uzaklaştırıyorlar benden.
Sen tüm bunların tek nedeni, can sıkıntısı mı dersin?
Olabilir aslında..
Çünkü hepsi; ‘can’ dediklerimizin verdiği sıkıntılar..
Neyse diyerek bitirmek istemiyorum, aslında bitirmek de istemiyorum.
Bitirmeyi pek sevmem ben, bilirsin.
Ben kime yazıyorum ki?
İyi geceler, üstünü ört.
Uyumaya devam et…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder