-“Nasılsın?”
-“…”
Sabah alarm çalıyor, düzensiz uykumu bölüyor. Esasında alarm bahane aileme. Uyuduğumu sansınlar diye. Uykusuz gözlerim, biraz sersemim. Aynaya baktığımda, unutulmuş tarihi bir eser gibiyim. O'nun eseri. Unutulmaya terk ettiği bir eser. Yemek yemiyorum. Ne kahvaltı, ne akşam yemeği. Benim açlığım, onun ellerine. Benim açlığım, onun boynundaki o kokuya. Çıkıyorum evden, metroya biniyorum. Hep köşeye oturuyorum, yere. Boş yer olsa bile. Raylar bana fısıldıyor... sanki. Herşeye bir anlam yükleyecek kadar deliyim. İstasyon da iniyorum, ama dışarı çıkmıyorum. Oturuyorum banka, izliyorum. Çıplak bir kadın görüyorum. Gerçeklerini dün gece bir çay eşliğinde bir adama harcamış. Bir adam görüyorum sonra, şık bir paltosu var. Hisleri en az hırçın dalgalar kadar yıkıcı. Bir kadın görüyorum, telaşlı. Çocuğunun çıkışına yetişememiş. Bir adam görüyorum sonra, dokunsam boğacak sanki beni. Elleriyle değil ama, hisleriyle. Gözlerinde yaş birikmiş, belki on dakikadır göz kırpmıyor akmaması için. Gözlerinde okyanus var adamın. Doğrulamıyorum. Banktan kalkamıyorum. Ayaklarım bana ihanet ediyor. Güçlü olamıyorum. Sol elin göğüs kafesimin tam ortasında olsa şuan, boynumda yüzün. Yitip gidecek bunca hüzün. Kirpiklerin gıdıklasa boynumu, içimdeki bunca deprem son bulur mu? Sesinden tek bir kelime duysam… Gözlediğim o geminin limanı… Ruhum olur mu?
-“…”
Sabah alarm çalıyor, düzensiz uykumu bölüyor. Esasında alarm bahane aileme. Uyuduğumu sansınlar diye. Uykusuz gözlerim, biraz sersemim. Aynaya baktığımda, unutulmuş tarihi bir eser gibiyim. O'nun eseri. Unutulmaya terk ettiği bir eser. Yemek yemiyorum. Ne kahvaltı, ne akşam yemeği. Benim açlığım, onun ellerine. Benim açlığım, onun boynundaki o kokuya. Çıkıyorum evden, metroya biniyorum. Hep köşeye oturuyorum, yere. Boş yer olsa bile. Raylar bana fısıldıyor... sanki. Herşeye bir anlam yükleyecek kadar deliyim. İstasyon da iniyorum, ama dışarı çıkmıyorum. Oturuyorum banka, izliyorum. Çıplak bir kadın görüyorum. Gerçeklerini dün gece bir çay eşliğinde bir adama harcamış. Bir adam görüyorum sonra, şık bir paltosu var. Hisleri en az hırçın dalgalar kadar yıkıcı. Bir kadın görüyorum, telaşlı. Çocuğunun çıkışına yetişememiş. Bir adam görüyorum sonra, dokunsam boğacak sanki beni. Elleriyle değil ama, hisleriyle. Gözlerinde yaş birikmiş, belki on dakikadır göz kırpmıyor akmaması için. Gözlerinde okyanus var adamın. Doğrulamıyorum. Banktan kalkamıyorum. Ayaklarım bana ihanet ediyor. Güçlü olamıyorum. Sol elin göğüs kafesimin tam ortasında olsa şuan, boynumda yüzün. Yitip gidecek bunca hüzün. Kirpiklerin gıdıklasa boynumu, içimdeki bunca deprem son bulur mu? Sesinden tek bir kelime duysam… Gözlediğim o geminin limanı… Ruhum olur mu?
-“İyiyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder