Ama biraz açıklayabilirim aslında.Sen bir bıçak değildin ama dokunduğun kalbimden bir parça kestin attın giderken.Dokunduğun o göğüs kafesimin tam ortasında bir yerler kanıyor. İsters...en biraz daha anlatırım sana…
Gecelerim sensiz geçmesin diye dua ettim çok zamanında.Sen rüyama girersin diye uyuyamıyorum şimdi.Biliyorum ki artık yalnız olmaya alışmalıyım.Kendimi kandırmaya çalışsamda yalnızlığım bile seninle.Önce sesin geliyor kulağıma,“Seni seviyorum…” diyor.Aklımın boş odalarındayankılanıyor.Eskiden hepsi seninle dolu olan bu aklımın her bir odasının duvarlarında bir mahkûmun yaptığı çetele hesapları var sanki.Sensiz harcanan her günü duvara bir çizgi hâlinde kazıyor.Günün ilk ışıklarını bekliyor, ufak penceresinden sızan ay ışığıyla.Sonra hayallerimle kendimi avutmaya çalışsam bile gözlerini gözlerime değerken hissediyorum.Eskiden bana bakmasını istediğim bir çift göz, şimdi gecemi cehennemden gelen kor parçalara çeviriyor.Yüreğimi yakıp geçiyor.Yüreğimde bir ateşten kor yanmaya başlıyor ağır ağır.Bilirim ki bu yangın küle dönüşene kadar yanar.Bu esnada kalbimden kopup kanayan yerlerdeki boşluklar asla dolmayacak.Sonra anlıyorum ki bu hayat sensiz bana düşman.Bu gece hayat bana pusu kurmuş ve ben bu gece hayatın menziline girmişim.Hayat acı verecek silahlarının namlularını bana çevirmiş tetikte bekliyor sanki.Göğsümün ortasında kanayan kalbimin farkındayım sonra hayat da farkediyor.Zaten hayat ağır ağır bir ölüm olacağını biliyor.Sonra yavaş yavaş geceyi sabah ederken acının yüzümde bıraktığı belirgin çizgilerle güne başlıyorum.Bu acılar beni çok zorlasada ağlayamıyorum.Ağlayamaz insan bazen içime akar gözyaşları.Ama sen gittiğinden beri bilmelisin ki içimde gözyaşlarımdan yapma okyanusum var.Döndüğünde bana bıraktığın bu acılar seni boğmasada içimdeki o okyanus boğar.
Bir yanı ateş bir yanı su şu vücudumun… Bu bir imtihan biliyorum.Varlığın canımı yaksada yokluğun kahredip yakıyor kalbimi.Sonra odamın penceresini açıp temiz havayı içime çekiyorum.İstanbul bugün yine bana sen kokuyor.İçime çektiğim oksijen benim kalbimdeki alevi canlandırıyor.Tam acıdan kıvranırken gözüm resmine takılıyor ve ben içime akan gözyaşlarımı tutamıyorum.Akıp giderken kor hâline getiriyor kalbimi. “Yok,” diyorum. “Bu sefer teslim olmaya, bu hayatı bir kez daha galip gelmesine izin vermek.”Derin bir nefes daha çekiyorum bu sen’li İstanbul havasından, bu sefer yanacak bir şey kalmadığını anlıyorum.İçimde yanan kalpten geriye biraz kül kalıyor geriye ve diyorum ki:“Küllerimden doğma vakti şimdi.” Ama biliyorum ki canımı yakan bu yalnızlıktan beni bir sen kurtarırsın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder